ENDÜSTRİ 4.0 Tarihsel Gelişimi

Endüstri 4.0 ‘a kadar olan gelişim
  • Birinci sanayi devrimi 18’inci yüzyıl sonlarında gerçekleştiğinde, bu devrimi tetikleyen şey buhar enerjisi ve buhar enerjisi ile çalışan makinalardı. İkinci sanayi devrimi elektriğin icadı ve onunla birlikte gelişen daha hızlı ve verimli makinalar yani seri üretim kavramıydı. Üçüncü sanayi devrimi ise 70’li yıllarda geldi ve elektrik yerini elektroniğe bıraktı. Üretimde otomasyon, bilgisayarlar, toplam kalite yönetimi gibi kavramlarla üretim çok daha verimli hale geldi. Ve nihayet endüstri 4.0 geldi. Konuyu yüzeysel bir şekilde duyanların aklına Endüstri 4.0 denince otomasyon, robotlaşma geliyor. Halbuki bunlar 3.0’ın konuları… Bugün otomasyona geçmeyen firma yok denecek kadar az. Peki endüstri 4.0 gerçekten ne?

Endüstri 4.0 nedir?

  • Endüstri, kendi dinamikleri doğrultusunda tarihsel gelişimini tamamlıyor. Endüstri bu gelişimini şimdi de Endüstri 4.0 ile taçlandırıyor. Bu heyecan verici proje ilk olarak bundan 7 sene önce Almanya’da bir fuarda  dile getirildi. Bundan bir sene sonrasında ise konuya dair detaylı bir çalışma oluşturan aynı grup, söz konusu dosyayı Almanya hükümetine aktardı. Konunun uzmanları önümüzdeki 10 yıllık süreçte Endüstri 4.0’ın olgunlaşacağını düşünüyor.
  • Dördüncü sanayi olarak da bilinen Endüstri 4.0, Alman hükümetinin öncülüğünde yürütülen oldukça önemli bir proje. Sanayinin daha fazla dijitalleşmesi adına yüksek teknolojiyi devreye sokma üzerine temellenen bir proje olan Endüstri 4.0, şimdiden müthiş bir heyecan yaratmış durumda. Yeni nesil endüstri anlayışında siber fiziki sistemler ile online ağlar entegredir. Uygulama öncesi son hazırlıkları sürdürülen Endüstri 4.0, teknolojik bütünlüğün değer zincirini oluşturan tüm halkalarla uyum içinde birleşimidir. Temel olarak üç ayrı yapıdan oluştuğunu ifade edebiliriz:
  • Nesnelerin İnterneti
  • Hizmetlerin İnterneti
  • Siber Fiziksek Sistemler
  • Yapısı gereği Endüstri 4.0’ın varlığı akıllı fabrikaların doğmasına ve daha da önemlisi vizyonların daha da genişlemesine neden olacaktır. Tüm somut ve fiziki eylemlerin siber-fiziksel sistemler vesilesi ile gerçekleşeceği  dünyada somut gerçekliğin bir nevi başarılı bir kopyasına tanıklık edeceğiz. Sanayi devrimlerini oluşturan diğer tüm olaylar gibi bu sürecin de ciddi bir kırılma yaratacağı kesin. Endüstri 4.0’ın benimsediği prensiplere göz attığımızda oldukça önemli maddelere rastlıyoruz.

Karşılıklı Çalışma: Gerek insanların gerekse de insanların çatışma halinde değil, uyum içinde çalışabileceği bir sistem amaçlanıyor.

Sanallaştırma: Akıllı fabrikaların bir nevi taklididir. Fakat bu taklit fiziki değil soyut bir taklittir. Bir nevi akıllı fabrikalar kopyalanır.

Özerk Yönetim: Söz konusu sistemin akıllı fabrika yapıları bünyesinde bağımsız kararlar verebilme yetisini ifade eder.

Gerçek Zamanlılık: Toplanan tüm verileri hızlı bir  biçimde analiz etme becerisidir.

Diğer prensipler arasında ise hizmet oryantasyonu ve modülerlik başlıklarını sıralayabiliriz.

Almanya’nın Kaiserslautern şehrinde yer alan bir mikro akıllı fabrika sistemin nasıl çalışacağına dair bir rol model oluşturuyor. Burada fabrikada bulunan ürünlerle aygıtların ne şekilde iletişim kuracağını daha net göstermek adına sabun şişeleri örnek olarak gösteriliyor. Şişelerde yer alan RFIF etiketler sayesinde şişelerde yer alan renkler tanınabiliyor. Bu en basit haliyle siber-fiziksel iletişim için küçücük bir örnektir.

Daima gelişmekte olan sanayinin artık böyle bir evreye geçmesi kesinlikle bir zorunluluk olarak görülüyor. İnsanlık için oldukça önemli bir atılım olan Endüstri 4.0, esasen çok hızlı ve pratik bir üretim anlayışını benimsiyor. Bunu yaparken de eskisi gibi israfın oluşmamasını amaçlıyor. Aslında bu proje çok büyük ölçüde fabrikaları etkisi altına alacak gibi görünse de dolaylı yoldan sosyal yaşamlarımıza da pek çok olumlu olumsuz etkisi olacak. Şu anda bu teknolojinin odak noktasında Almanya var gibi görünse de esasen ABD ve Japonya gibi teknoloji devlerinin de projeye destek verdiği biliniyor.

Robotların çok daha ön planda olacağı ve hatta üretimin ana belirleyicisi olacağı, yapay zekanın çok daha etkili olacağı yepyeni bir dönem bizleri bekliyor. Sadece fabrikalarımız değil, en basit haliyle evlerimiz bile minik bir teknoloji üssüne dönüşecektir. Bugüne kadar sanayide kullanılan üç boyutlu yazıcılar bile rahatlıkla evlerimize dahil olacak. Teknolojik ev aletlerimizde çok önemli bir seviye artışı olacak. İnsanoğlunun bundan olumlu mu yoksa olumsuz yönde mi etkileneceği ise merak konusu.

Endüstri 4.0’a Nasıl Geldik?

Yeni nesil üretim anlayışını bünyesinde barındıran Endüstri 4.0’ı daha iyi kavramak adına belki de sanayinin biraz da dününe bakmak gerekiyor. Sanayinin dördüncü evresine geçmeden önce, kademe kademe geçiş yaptığımız üç ayrı dönemi yeniden hatırlamakta fayda var. Sanayinin ilk adımları atıldığında buhar gücü ve su vesilesiyle gerçekleştirilen üretim anlayışı ön plandaydı. Bu ilk adım, bugün için pek bir anla ifade etmese de o dönem için öncü olması adına son derece kritik bir aşamaydı. İkinci sanayi devriminde ise elektrik enerjisi ile tanışmaya başladık. Bu dönem bugün kullandığımız pek çok teknolojik nimetin dolaylı yoldan borçlu olduğu dönem diyebiliriz. Üçüncü dönemde dijital devrim ile tanışma şansı bulduk. Biz, tam olarak bu dönemin içine doğduk diyebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.